Ortakların Şirkete Borç Vermesi

ortakların şirkete borç vermesi şirket avukati

Ortakların şirkete borç vermesi (ortağın şirkete borç vermesi) örtülü sermaye artırımı gibi ciddi hukuki sonuçlara neden olabilmektedir. Hem Kurumlar Vergisi Kanunu hem de Türk Ticaret Kanunu tarafından özel olarak düzenlenen bu duruma özellikle dikkat edilmesi şarttır. Zira kanuna uygun olarak ifa edilmeyen borç verme işlemleri tefecilik, örtülü sermaye artırımı gibi hukuki yaptırımlara sebebiyet verebilmektedir.

Bu yaptırımlar hapis cezası yahut para cezası gibi neticeleri beraberinde getirdiğinden borç verme işleminden önce gerekli analizlerin yapılması şarttır. Bu durumda şirketler hukuku ve vergi hukuku konusunda uzman avukatlara danışmanızı önermekteyiz.

Her durumun kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatarak konuyu ele almaya başlayabiliriz.

https://youtu.be/Uv_nmjU4ctc

Ortakların Şirkete Borç Vermesi TTK ve Diğer Düzenlemeler

Ortakların şirkete borç vermesi durumu yeni Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenleme altına alınmayan alanlardan biridir. Şirketin ortaklara borç vermesi gibi spesifik bir konunun hüküm altına alınmasına rağmen ortağın şirkete borç vermesi gibi bir durumun hükme bağlanmaması şaşırtıcıdır. Durumun mefhumu muhalifinden çıkarılacak sonuç TTK ortakların şirkete borç vermesini kısıtlamadığıdır.

Böyle bir durumun Ticaret Kanununda hüküm altına alınmamasının en önemli sakıncası fiili duruma uygulanacak hükümlerde tereddüte düşülmesidir. Meydana gelen hukuki boşluk bir de ceza hukuku açısından yaptırımla engellenince durum işin içinden çıkılmaz bir hal alabilmektedir. Böyle bir olayla karşılaşan kişilerin içine düştükleri şüphe anlayışla karşılanmalıdır.

Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenlenmeyen bu durum karşısında yapılması gereken ilk şey Türk Borçlar Kanununa göz atmaktır. Burada özellikle dikkat çeken düzenleme Tüketim Ödüncü Sözleşmesine ilişkin hükümlerdir. Bu hükme göre; Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Biraz daha inceleme yapılacak olursa ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebileceği hükmü görülecektir.

Bu durumdan hareketle ortakların şirkete borç vermesinin kanun tarafından engellenmediği sonucuna rahatlıkla ulaşılabilecektir. Ancak ortağın şirkete borç vermesi her ne kadar özel hukuka aykırı olmasa da durumun bir de ceza hukuku açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ortağın Şirkete Borç Vermesi ve Tefecilik Suçu İlişkisi

Hukuken herhangi bir bulunmasa da ortakların şirkete borç vermesinin önündeki en önemli risk ceza hukuku alanında ortaya çıkmaktadır. Zira faiz geliri elde etmek amacıyla bir kişiye borç veren kişinin tefecilik suçuyla isnat edilmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.

Tefecilik suçu oluşabilmesi için kişinin bu parayı;

  1. kazanç elde etmek amacıyla,
  2. belli bir vadeyle,
  3. piyasa koşullarına uygun olmayan faiz oranıyla ve
  4. sistematik şekilde

borç vermesi gerekmektedir. Bu şartların var olması durumunda tefecilik suçunun meydana geldiği iddia edilebilecektir. Bu anlamda bir ortağın tek sefere mahsus olarak şirkete borç vermesi tefecilik suçunun oluşmasına engeldir. Keza herhangi bir faiz almadan borç verilmesi ya da firmanın iflasını önlemek amacıyla borç verilmesi de tefecilik suçu kapsamına girmemektedir.

Holdinglerin dış kaynaklardan finansman temin etmesi ve bu kaynakları kendi şirketlerine dağıtması da bazı durumlarda tefecilik olarak değerlendirilebilmektedir. Bu anlamda ortakların şirkete borç vermesi durumunda son derece dikkatli olunmalıdır.

Kurumlar Vergisi Kanunu Açısından Değerlendirme: Örtülü Sermaye Aktarımı

Ortakların şirkete borç vermesi (ortağın şirkete borç vermesi) Kurumlar Vergisi Kanunu açısından da değerlendirilmelidir. Bu kanun açısından değerlendirme yapma zorunluluğu iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki örtülü sermaye ikincisi transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımıdır.

Örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç işlemleri birbirinden farklılık arz eden iki önemli kurumlar vergisi kaynağıdır. Bu kaynaklar ortakların şirkete borç vermesiyle önemli derecede bağlantısı mevcuttur. Şirket ortaklarının şirkete borç vermesinin önünde bir engel olmamakla birlikte konuyla ilgili olan tali düzenlemelere dikkat etmek gerekmektedir. Her iki kurumu incelemek için yazdığımız makaleleri okuyabilirsiniz.

Avukat Ali Selim

Hukuk eğitimimi Marmara Üniversitesi'nde tamamladım. Avukatlık stajımı İstanbul Barosu'nda yaparak meslek hayatına atıldım. Kariyerim boyunca gerek butik ve yerel düzeyde çalışan gerekse ulusal ve uluslararası şirketlere hizmet veren hukuk bürolarında çalışma imkanım oldu. Burada edindiğim deneyimler neticesinde büyük ve küçük çaplı pek çok hukuki sorunla temas etme şansı yakaladım. İlerleyen süreçte meslek hayatıma özel sektörde devam etme kararı aldım. Sermaye şirketlerinde mesleğimi icra ederken özellikle kurumsal süreçleri yakından izleyerek hukuki danışmanlık alanında kendimi geliştirdim. Buradaki serüvenim boyunca neredeyse her alanda görev alarak pek çok konuda deneyim kazandım. Kariyer hayatım boyunca edindiğim önemli bilgileri ise kayda alarak ve tartışarak kıymetli yayın kuruluşlarında paylaştım. Çalışma alanlarımla ilgili olarak pek çok eğitim, seminer ve sertifika programına katıldım. Sözleşme hukuku, enerji hukuku, şirketler ve ticaret hukuku, iş hukuku, start-up ve girişimcilik hukuku, marka hukuku, birleşme ve devralma işlemleri, kişisel verilerin korunması, yatırım projeleri ve ihale süreçleri gibi pek çok hukuki süreci yakından takip ettim. Geldiğim noktada edindiğim bu profesyonel hukuk deneyimini mesleki anlamda kendini geliştirmek isteyen kişilerle ulaştırmayı hedefliyorum.

all author posts

Leave a Reply